Kurumsaldaki stresli tempomu çok net hatırlıyorum. Hedefler, yetiştirilmesi gereken işler, müşteri talepleri, üstten gelen baskılar… Sanki zamanla yarışıyordum. Yetmiyordu günler haftalar. Uzun zamandır sektördeydim. Çok çalışkandım, hırslıydım, özgüvenim tamdı.
Ama bir gün şiddetli baş ağrıları çekmeye başladım. Hala acısını hatırlıyorum çünkü benim başım pek ağrımaz. O tarih benim kurumsal hayatı terk etme sürecimin başlangıcı olmuştu. Yaşadığım stresi ve baskıyı yönetememiştim. O zaman bu konuda fazla eğitim, çalışma da yoktu. Kurumlar bu çalışmalara dönüp bakmıyordu bile.
Ne mutlu ki artık kurumu ileri taşımak üzere her noktada çalışanların zinde ve sağlıklı olması önem kazanmaya başladı.
Pandemi’nin sevilecek tarafı yok ama öğrettikleri de çok. Bu da öğrettiklerinden biri oldu.
Uzun zamandır yöneticilerle çalışıyorum. Hepsi hem başarı grafiğini yukarı çekmek hem de stres ve karışıklıklarını minimize ederek potansiyellerini büyütmek üzere kendi kendine yatırım yapıyor. Bu da yaşanan pek çok kaos ve belirsizliğe rağmen daha hala pek çok kurumun bu alana adım atmadığını gösteriyor bana.
Halbuki çalıştıkları kurumlar onlara bu desteği verse; performans, motivasyon ve verimlilikleri iki kat artarken bağlılıkları da güçlenecek. Daha fazla sarılacaklar kurumlarına.
Ama dediğim gibi her geçen gün artan oranlarda büyük-küçük pek çok kurum bu alana odaklanmaya ve hatta yatırım yapmaya başladı. Hatta bazılarında sağlık ve iyi olma hali işletmelerin temel ilkeleri arasına girmeye başladı. Bu da sevindirici olan.
Çalışanın zindeliğine ve iyi olma haline yapılan yatırım onların fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı olmalarına destek olurken daha fazla sorumluluk alarak verimliliklerinin yükselmesine, dayanıklılık geliştirmelerine, daha az devamsızlık ve işten ayrılmaya, daha çok işe sahip çıkıp yüksek motivasyonla çalışmalarına destek oluyor.
Araştırmalar da çalışan refahının iş performansı üzerindeki kritik etkisini kanıtlar nitelikte.
Kısaca Mutlu Şirket Kültürü yaratmanın en önemli adımı aslında bu.
Bu çalışmaları hem kendi üstünde uygulayan hem de kurumsal, bireysel olarak insanlarla buluşturan biri olarak geri dönüşünün yüksek oranda pozitif olduğunu söylemeliyim.
O nedenle kurumlara buradan küçük bir mesajım var:
Sen gülümsersen çalışanın da sana gülümser.