Fark yaratmak istiyorsan önce kendi farkını anlaman gerek.

Başkalarının ne yaptığı nasıl yaptığı ile o kadar ilgiliyiz ki birbirine benzer insanlarla doldu ortalık. Mantık basit; bir şeyi çok iyi yapan biri varsa onu modelle. Burada önemli olan o modeli kendine uyarlamak. Yaratıcılığın devreye girdiği an bu. En çok atlanan ve kritik olan nokta bu aslında.

Fark yaratmak demek otantik olmak demektir. Kendine özgü, yaratıcı ve korkularından uzak, kendi yolunu çizebilmek demek. O zaman gerçekten fark yaratmaya başlayabilirsin.

Bunun için önce kendini çok iyi tanıman lazım. Ama genelde kendine bakmadan başkalarına odaklanmayı seçiyorsun. Biri bir şey yapıyor, herkes onu izliyor. Ne giymiş, ne demiş, nasıl demiş…. Bombardıman altındayız. Devamlı okuyoruz, uzman olduğuna inandığımız insanların verdiklerini; sorgulamadan, akıl süzgecinden geçirmeden alıyoruz. Doğru şeyler söylüyorlar ama o söylediklerini sen nasıl uyguluyorsun? Senin yöntemin ne?

Ben yöneticilerle çalışıyorum. Çoğu kendini geliştirmeye, daha iyi olmaya hazır insanlar. Bu çok değerli. Ama yeterli değil.

Fark yaratmak istiyorsan önce kendini tanıyacaksın. İyi olduğun yönlerini parlatmayı bileceksin. Ve esas sıkıntı burada başlıyor. Çünkü iyi olduğun yönlerini çok hafife alıyorsun. ‘Ne var ki? herkes bunu yapar’ kafasında yaklaşıyorsun. Ama öyle değil. Kimse senin gibi iletişim kuramaz, kimse senin empatinle insanlara yaklaşamaz, kimse senin yaptığın esprileri senin gibi yapamaz, kimse senin gibi yemek pişiremez… Çünkü sen teksin. Senden başka yok.

Ya da eksik olduğunu düşünüyorsun ama aslında sadece o alanı geliştirmeye ihtiyacın var. Çünkü tam ve bütün doğdun. Yolda; yaşadıkların, öğrendiklerin, inandıkların seni eksiltti. Anlaman gereken; onları yine, sadece senin yapabileceğin şekilde güçlendirebileceğin.

Belki de zaten mükemmel olduğunu düşünüyorsun. İşte burada ayrı bir yanılgı doğuyor. Mükemmel olmak yoktur. Hep daha iyisi vardır. Öğrenmeye açık olduğun sürece en yakın rakibine fark atabilirsin.

Bu noktada kendini en iyi analiz edebileceğin, senin için en doğru kararları almanı, en doğru seçimleri yapmanı sağlayacak ve seni gerçek senle buluşturacak bir yolculuğa ihtiyacın var. Sadece böyle bir yolculukta fark yaratmanın yolunu bulabilirsin. İnsan olarak, eş olarak, arkadaş olarak, yönetici olarak…. Bu yolculuğa seni çıkaracak en güçlü yöntemlerden biri: Koçluk.

Niye mi? Çünkü o süreçte tamamen kendinlesin ve kendi gerçeğinle yüzleşiyorsun. Bir yanda seni aşağı çeken eksik olduğunu düşündüğün yanlarını keşfedip güçlendirirken diğer tarafta büyüyerek seni saran güçlü yanlarını daha da parlatıp harekete geçiyorsun. ‘Nasıl fark yaratabilirim?’ sorusunun cevabı ile buluşuyorsun.

O nedenle fark yaratmak istiyorsan en kısa zamanda kendine seni oraya taşıyacak bir yol ve bir yol arkadaşı bul.