Bir şeyleri değiştirmezsen hep aynı hikayeyi yaşamaya devam edersin. Şikayetlerin de elde edeceklerin de aynı döngünün içinde dolaşır. 

O nedenle ‘işimde başarılı ve mutlu olmak için neleri değiştirmem, bırakmam gerekiyor?’ sorusunu ara ara sormak çok önemli. Çünkü en çok zamanını geçirdiğin işindeki mutluluk, yaşamının tamamını etkiliyor. 

Ben kurumsal hayatta çalışırken, kendimce özgüvenim, başarabileceğime inancım tamdı. Potansiyelim vardı ve çok daha yükselebilirdim. Geleceğim parlaktı. Ama yönetemediğim stresim ve kendime koyduğum engeller o kadar büyüdü ki istifa ettim. Kurumsal hayatı kendi işimi yapma hevesiyle bırakmamıştım. Resmen dayanamamış kaçmıştım. Beni kaçıran bir şey de yoktu görünürde. İyi bir maaşım, yükselen trendde bir kariyerim vardı. ‘Neyi değiştirmem gerekiyor?’ sorusunu o gün sormuş olsaydım her şey farklı olurdu. 

Bugün kadın yöneticilerle birebir çalışmalar yapan biri olarak çoğunda farklı hikayeler ama benzer yolculukları gözlemliyorum. Çoğu; aşırı iş yükü, stres, hiçbir şeye yetişememe, özgüven eksikliği, kendini ifade edememe, hak ettiğini alamama gibi sorunların içinde kayboluyorlar. Bazısı bu döngünün onu nasıl hapsettiğinin farkında bile değil.

Sonuç olarak mutsuzluk, stres ve pek çok şeyi erteleme başlıyor. Ve hatta ‘en azından bir işim var’ ‘daha ne istiyorum’, ‘buraya kadar geldim’ ‘sistem böyle’ tarzında yaklaşımlarla kendilerini kandırıyorlar. 

Gerçekten o döngüde yaşamayı mı yoksa seni mutlu eden bir yol çizmeyi mi seçiyorsun? 

Çünkü tüm bunların çözümü var. Bunun ilk adımı zihin sistemini değiştirmek üzere harekete geçmek. Önce kendine ardından olanlara ve başkalarına bakış açısını değiştirmelisin. Farklı pencerelerden bakmalısın. 

İşte o zaman sisler dağılmaya başlıyor. Önünü görebildiğin için daha net bir yol çizebiliyorsun. 

Kendinle mutlu olduğun, seni iyi hissettiren bir sürece giriyorsun. 

Seni mutlu eden, başarılı bir iş yaşamı yaratmaya ve olmak istediğin yere güvenle, emin adımlarla yürümeye başlıyorsun. 

Ama bu tempoda buna bile vakit bulamıyor insanlar. Bu noktada koçluk devreye giriyor. Belli aralıklarla koçluk alan bir koç olarak bunun gücünü tartışmasız söyleyebilirim.

Otomatik pilottan çıkmak, sana hizmet eden bir iş ortamı, çevre ve yaşam yaratmak senin elinde. Kontrol edemediklerine odaklanmak yerine kontrol edebileceklerine odaklanmaya başla. 

Kısacası bir şeylerin değişmesini istiyorsan önce kendinden başla.